15 Ağustos 2011 Pazartesi

38*

BUGÜN benim doğum günüm. Yarın 38. yaşımdan bir gün almış olacağım. "E ne olmuş yani" demeyin. Önemli bir rakamdır benim için.




ÖNCELİKLE çocukluk ve ilk gençlik yıllarımın geçtiği Kayseri ilini anımsatır bana; olabildiğince romantik, olabildiğince devrimci, olabildiğince kavgacı yıllarımın... Gittiğim ilkokullar, ortaokul ve lise gözümün önüne geliverir, efkarlanırım. Halen devam eden sağlam arkadaşlıklar. Küçük bir bahçesi olan tuğladan yapılmış evimiz, ilk defa araba kullandığım sokağımız, birkaç yüz metre ilerdeki Emirgan Çay Bahçesi, yağmurda, çamurda maç yaptığımız boş arsa, -şimdi yüksek yüksek binalar dikmişler- her pazar Gırgır dergisi aldığım kırtasiye, sobalı evimizin eksi dereceli sıcaklığında okuduğum romanlar... Yüzlerce anı düşer aklıma, beni en çok hüzünlendiren de bu anılardır. Nerede olursam olayım 38 plakalı bir araba gördüğümde, tarifi imkansız, buruk bir duygu kaplar içimi.




LİSE birinci sınıftayım, iki sıra arkamda , sınıfın belki de okulun en güzel kızı D. oturuyor. D.'nin okul numarası 38. Onu her gördüğümde, konuştuğumda çok heyecanlanıyorum ve her zaman onu düşünüyorum. Herkes benim D.'ye aşık olduğumu söylüyor. Merhaba, nasılsından öteye gitmiyor D. ile konuştuklarımız, duygularımı söyleyemiyorum. Zaten içine kapanık bir çocuğum... Karar verdim, şansım sıfıra yakın olsa da konuşacağım onunla... Bir gün okul çıkışında karşılaştık, cesaretimi topladım ve "D." diye seslendim, "Efendim" dedi. Sözü uzatmadan, "Arkadaş olabilir miyiz" diye sordum. -o zamanlar böyleydi- Yanıtı, "Zaten arkadaşız ya" oldu. Evet doğru söylüyordu, arkadaştık, aynı sınıftaydık, sınırlı olsa da sohbetimiz vardı. Fena sıkışmıştım ama pes etmedim, "Daha ilerisi olmaz mı?" "Hayır Tolga, daha ilerisi olmaz, kusura bakma" diye nazikçe ama kesin konuştu. Ne yapayım, başımı önüme eğip uzaklaştım oradan. Hayatımın ilk aşk kırıklığını yaşamıştım ama üzerimden büyük bir yük kalkmıştı.




ŞANS oyunlarında 38 rakamı uğurlu gelir bana. Tesadüfe bakın ki okumakta olduğum Ahmet Hamdi Tanpınar'ın romanı, "saatleri ayarlama enstitüsü" bu yıl okuduğum 38. kitap.







*Düzyazılarda sayıları rakam ile yazmam ama bu yazıda rakam ile yazmanın daha uygun olacağını düşündüm.
































2 yorum:

  1. Öncelikle kocaman bir mutlu yıllar sana, her ne kadar geç de kalmış olsam kutlamakta.

    Yine kendine özgü sımsıcak bir yazı okudum senden. Rakamlarla benim de aram iyi, nedense özellikle tarihleri unutmuyorum hiç. Meğer 38 rakamının sende ne çok hatırası varmış Tolga.

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Tolga Happy Birthdaaaayyyy!
    Nice mutlu senelere. Dilerim yeni yasin sans getirsin. Hersey diledigin gibi olsun.

    YanıtlaSil